27 Ocak 2014 Pazartesi

Yıldızı parlayan antik kent; Sagalassos




     

     Burdur ili, Ağlasun ilçesinin 7 km kuzeydoğusunda yer alan Sagalassos antik kenti birçok görkemli yapıya ev sahipliği yapıyor.1990 yılında başlayan ve aralıksız devam eden bilimsel kazı çalışmaları Belçika Leuren Katolik Üniversitesi tarafından yürütülmektedir. Antik kentte restorasyonu tamamlanan birçok yapı dikkat çekmekte. Günümüze ulaşan kent ögeleriyle ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilere görsel bir şölen sunuyor Sagalassos...


 


 M.Ö. 1. yy'la tarihlenen Bouleuterion (Meclis Binası), yüzyıllarca kullanılmıştır.



              Kent. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'e karşı yaptığı savunma savaşıyla tarih sahnesindeki yerini alır. M.Ö. 25'te Roma hakimiyetine girer. M.S. 1 yy.'la gelindiğinde Pisidia bölgesinin en önemli kenti haline gelir ve M.S. 3. yy. başına kadar en parlak dönemini yaşar. M.S. 6. ve 7. yy.'larda meydana gelen depremler ve Arap akınlarının etkisiyle oldukça tahrip olan kent, terk edilir ve zamanla üzeri Akdağ'dan inen toprakla örtülür. Yüksek konumu nedeniyle mimari kalıntılar, başka bir yere taşınmamış ve oldukça iyi koruna gelmiştir. Bunun yanı sıra üzerine yeniden yerleşim de söz konusu değildir. Bu iki sonuç diğer birçok antik kentten daha şanslı kılar Sagalassos'u....



      Kentin en ilgi çeken yapılarından biri, bugün modern bir yapı içine alınarak koruma altına alınmış olan T. Flavius Severianus Neon Kütüphanesidir.  Kütüphane binası, yazıtından anlaşıldığı üzere  M.S. 120'den sonra şehrin ileri gelenlerinden T. Flavius Severianus Neon tarafından yaptırılmıştır. Yapının 60 m2 boyuntundaki taban mozaiği oldukça iyi koruna gelmiştir.
                       


         Sagalassos, dünyanın en yüksek rakımlı antik tiyatrosuna ev sahipliği yapar. 9.000 kişi kapasiteye sahip tiyatronun sahne binası, birinci kata kadar korunmuştur.
    
       

          M.Ö. 2. yy.'la tarihlenen Heroon, küçük bir tapınak şeklinde yapılmıştır. Anıt üzerinde kabartmalarda, dans eden kızlar betimlenmiştir. 



      M.S. 2-7. yy.'lar arasında kullanım görmüş ve  günümüze kadar 2 katı korunmuş olan Roma Hamamı, Aşağı Agorada yer alır. 


              Ve çeşmeler... Sagalassos denildiğinde belki de ilk akla gelen mimari eserler. Son yıllarda yapılan başarılı restorasyonlarında etkisiyle adından sıkça söz ettiriyor Sagalassos çeşmeleri. Üstelik bu çeşmelerden bazıları yeniden faaliyete geçmiş durumda. 
              Aşağı Agora Çeşmeleri.  Agoranın kuzeyinde yer alan M.S. 2. yy'la tarihli çeşmenin hiçbir zaman tamamlanamadığı anlaşılmıştır. Bu çeşmenin yukarısındaki teras üzerine Hadrianus Döneminde  bir diğer çeşme inşa edilmiştir. M.S. 3. yy başında ilk çeşmenin güneyine 3. bir çeşme ilave edilmiştir. 
             

      Hadrianus Nymphaeumu (Çeşmesi) olarak anılan çeşmenin aslında kuzeyinde yer alan Odeionun sade fasadını ve kentten farklı yönünü maskelemek amacıyla inşa edildiği anlaşılmaktadır. 13 m yüksekliğe ve 14 m uzunluğa sahip olan yapı tiyatroların sahne binalarını anımsatmaktadır. Roma döneminde benzer uygulamalar sıkça görülmektedir. 


           Geç Hellenistik Döneme tarihlenen Dorik çeşme Yukarı Agora ile tiyatro arasında yer alır.M.S. 2. yy'da bir dizi onarım ve değişiklikler geçirdiği anlaşılmaktadır. Kapanan su havzasının akması sağlanarak çeşme tekrar kullanılabilir hale getirilmiştir.  Antik kente gelen ziyaretçiler, çeşmenin soğuk sularıyla serinleme ayrıcalığına sahipler.
   

       Başarılı restorasyon çalışmasıyla dünya çapında sesini duyuran Antoninler Çeşmesi aynı zamanda   Türkiye'de son yıllarda yapılan en iddialı uygulama.  Aygaz'ın sponsorluğunda 13 yıl süren restorasyon ve depreme karşı güçlendirme çalışmasıyla yeniden ayağa kaldırılmasının akabinde Ağustos 2010'da törenle açılışı yapıldı. Bunun yanı sıra çeşme yeniden suya kavuşturuldu.  





    Yukarı Agora'nın kuzey sınırını oluşturan Antoninler Çeşmesi, yaklaşık 10 m yüksekliğinde ve 30 m uzunluğunda anıtsal bir yapıdır. Roma İmparatoru Marcus Aurelius (M.S. 161-180) döneminde inşa edilmiş olan çeşmenin fasadı, niş ve aediculalarla donatılmıştır. Cephenin her 2 köşesindeki aediculalar içinde yer alan Dionysos ve styr heykel grupları ile mimari kabartmalar çeşmenin tanrı Dionysos'a adandığını göstermektedir. Roma Döneminin prestijli yapıları arasında yer alan  Anıtsal çeşme, M.S. 4. yy'da yaşanan deprem sonrası büyük ölçüde onarım görmüştür. M.S. 590 yılında meydana gelen diğer bir deprem sonucu yıkıldığı anlaşılmaktadır.


Kazılar sırasında ele geçen çeşmeye ait heykeller bugün Burdur Müzesi'nde sergilenmektedir. Çeşmenin açılışını takip eden aylarda bu heykellerin mulajları yerlerine konulmuştur.  Batı ve doğu köşede bulunan aediculalar içinde Dionysos ve Styr'den oluşan  heykel grupları yer alır. Ön cephedeki heykellerin ise, kentin ileri gelen ve çeşmenin yapımına sponsor olmuş bir ailenin fertlerine ait heykeller oldukları anlaşılmıştır.
















5 Aralık 2013 Perşembe

Side'de restorasyonu tamamlanan yuvarlak bir yapı; TYKHE TAPINAĞI.


                      Side antik kent agorasının ortasında yer alan Tykhe Tapınağının 1.5 yılda  tamamlanan restorasyon ve onarım çalışmalarının ardından Mayıs 2013'te açılışı yapıldı. Side Belediyesi, Tykhe Tapınağının restorasyonu ile TKB'nin  (Tarihi Kentler Birliği) "Uygulama Ödülünü" aldı. M.Ö. 2. yy ortalarına tarihlenen ve kentin koruyucu tanrıçası Tykhe'ye adanan tapınağın ayağa kaldırılması, Türkiye arkeolojisi için yeni ve örnek bir kazanımdır.













25 Kasım 2013 Pazartesi

Unutulmuş antik kent; ETENNA

Antalya/Manavgat'a yaklaşık 30 km uzaklıkta yer alan Sırtköy, bitki örtüsüyle gizlenmiş bir antik kente ev sahipliği yapıyor...